Mehmet Ali Güller

Erdoğan’ın ‘yumuşama’ taktiği

06 Mayıs 2024 Pazartesi

AKP ve CHP genel başkanlarının 2 Mayıs buluşması, iki genel başkan tarafından da büyük memnuniyetle değerlendiriliyor. Erdoğan buluşmayı “siyasetin ihtiyacı olan yumuşama sürecinin başlangıcı” olarak yorumlarken, Özel de “Türkiye’de demokrasi açısından bir kilometre taşı” diyerek niteledi.

22 yılı bilmeyen biri için bu sözlerin bir inandırıcılığı olabilir ama 22 yıldır siyasette sertliği, kutuplaşmayı, kumpasları, darbe girişimlerini, cumhuriyetin ve laikliğin tasfiyesini, kişiye özel anayasa değişikliklerini, uyulmayan anayasa mahkemesi kararlarını, demokrasinin çoktan inilmiş bir tramvay olduğunu görmüş kişiler için bu nitelemeler elbette anlamsızdır, aldatmacadır.

ERDOĞAN’IN İHTİYACI

Erdoğan diyor ki: “Özgür Bey’e ilk fırsatta böyle bir ziyaretin karşılığını yapacağımı söyledim. Türkiye’nin, Türk siyasetinin buna ihtiyacı var. Ve ilk fırsatta da bu ziyareti gerçekleştirerek Türkiye’de siyasetin yumuşama sürecini başlatalım istiyorum. Bu adımı da atacağız.”

Bırakın 22 yılı, daha 24 saat önce anayasaya aykırı olarak işçi sınıfına ve CHP genel başkanına Taksim’i yasaklamış Erdoğan’ın sözleri bunlar.

22 yılı geçtik, 24 saat önceki tutumuyla örtüşen bir açıklama mı bu? Türk siyasetini bile isteye kutuplaştırmış, o kutuplaştırma üzerinden toplumun yarısını “ötekileştirmiş”, ötekileştirmeyi geçtim, terörist ilan etmiş bir Erdoğan’ın “Türk siyasetinin yumuşamaya ihtiyacı var” demesi gerçekçi mi sizce? Siyaseti başkası mı sertleştirdi?

Türk siyasetinin mi yoksa 31 Mart yenilgisi nedeniyle artık daha çok destek gereken yeni hedeflerin mi ihtiyacı var normalleşmeye, yumuşamaya? Daha net soralım: Erdoğan 22 yıl sonra seçim kaybettiği için ve bu nedenle “yeni anayasa” yapabilmeye ikna edilecek daha çok parti ve siyasi zemin gerektiği için mi “yumuşama süreci” istiyor?

ERDOĞAN’IN 400 FORMÜLÜ

Erdoğan başarılı bir taktisyen. Tabanı dolayısıyla CHP’nin “Erdoğan anayasası”na ikna edilemeyeceğini bilir. Ama asıl meselesinin CHP’yi ikna etmek olmadığını düşünüyorum. CHP’yi ikna etmeyi değil, “yumuşama sürecinde” CHP’nin “yeni anayasaya” muhalefetini yumuşatmayı, hatta CHP içinde ikilik çıkarmayı istiyor. Daha da somutlarsak CHP’nin bir anayasa karşıtı cephe inşa etmemesini, sadece kendi adına pozisyon almasını sağlamaya çalışıyor. Böylece TBMM’de yeni anayasa için gerekli 400’ü bulacağını umuyor.

Nasılsa CHP’nin listesinden TBMM’ye girenler, daha kapıya bile varmadan Erdoğan’a “yeni anayasa için pazarlığa açık” olduklarını belirtmişlerdi. Nasılsa TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un DEM ziyaretinde verilen mesajlar “DEM’den anayasa sürecine katılım için yeşil ışık” şeklinde yorumlanıyor.

AKP’nin 268 oyu, AKP’nin küçük ortağı olmak dışında siyasette yeri kalmamış MHP’nin 50 oyu, masadan kalktığı anda erimeye başlamış olan İYİP’in 43 oyu ve taviz karşılığında yeşil ışığı sürdürebilecek DEM’in 61 oyu, ihtiyacı aşarak 422 oya ulaşıyor. 22 yılın bir bölümünde DEM’le, bir bölümünde MHP’yle ittifak kurabilmiş bir Erdoğan’ın ikisinden de aynı anda yararlanıp yararlanamayacağı, kuşkusuz bu denklemin en önemli bilinmeyeni.

ERDOĞAN’IN İSTEDİĞİ ZEMİN

Erdoğanizm, zamanı geldiğinde inilecek demokrasi tramvayında sallanan bir takıye bayrağıdır. Erdoğan o bayrağı sallayarak 22 yıl boyunca kendisine müttefik bulabildi. FETÖ’yü, liberalleri, PKK/HDP’yi, MHP’yi, ulusalcıları dönem dönem ve sıra sıra kullanabildi.

Hatta bu nedenle Erdoğan’ın 22 yıl boyunca aslında hiçbir zaman tek başına iktidar olamadığını bile söyleyebiliriz. Mutlaka bir kesime dayanarak, bir kesimi kullanarak iktidarını sürdürebildi.

Ve Erdoğan, partisinin birincilikten düştüğü 31 Mart’la birlikte siyasi hayatının en zayıf dönemine girmiş durumda. İşte böylesi bir durumda birinci partinin erken seçim istememesi ve anayasa planına karşı etkili bir cephe inşa etmekten uzak düşürülebilmesi, hatta içinde ikilik çıkması, Erdoğan’ın istediği siyasi zemindir. İşte yumuşama bu zemin içindir. O nedenle demokrasiyi inilecek tramvay gören ve çoktan inmiş biriyle görüşmeyi “demokrasi için kilometre taşı” sanmak, hatadır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Teğmenler meselesi 21 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları